• Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Otizm ve DEHB
  • Sıkca Sorulan Sorular
  • More
    • Ana Sayfa
    • Hakkımda
    • Otizm ve DEHB
    • Sıkca Sorulan Sorular
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Otizm ve DEHB
  • Sıkca Sorulan Sorular

SIKÇA SORULAN SORULAR

 Sorunuza burada yanıt bulamadıysanız, ana sayfadaki WhatsApp butonunu kullanarak ya da
Dilerseniz ayrıca damla.kuduoglu@gmail.com adresine e-posta göndererek de iletişim kurabilirsiniz. 

 

Otizm (OSB) ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile ilgili bireysel destek ve danışmanlık hizmetleri sunuyorum.

Hem kendisinde otizm veya DEHB olduğunu düşünen, henüz tanı almamış bireyler,
hem de tanı almış bireyler ve aileleri için hizmet veriyorum.

Çalışma alanlarım şunları kapsıyor:


  • Otizm ve DEHB hakkında bilinçlenme ve kendini tanıma süreci desteği
     
  • Geç tanı almış bireyler için (özellikle yetişkinler) duygusal uyum ve yaşam planlama desteği
     
  • Çocuklarında otizm/DEHB tanısı olan ailelere anlayışlı ve nöro-onaylayıcı ebeveynlik rehberliği
     
  • İş, sosyal hayat ve günlük yaşam becerilerini destekleyen pratik stratejiler
     
  • Nörofarklı bireylerin güçlü yönlerini keşfetmeleri için koçluk ve motivasyon desteği
     

Amacım; her bireyin kendine özgü dünyasını daha iyi tanımasına, güçlü yanlarını görüp geliştirmesine ve kendisi için en sağlıklı yolu bulmasına yardımcı olmak.
Destek sürecimde nöro-onaylayıcı (neuro-affirming) yaklaşımları temel alıyor, kişinin doğasını değiştirmeye çalışmadan, ona uyumlu çözümler sunuyorum.


 Seanslarım bireysel ihtiyaçlara göre şekillenir ve tamamen güvenli, destekleyici bir ortamda gerçekleşir.


Çalışmalarım çevrimiçi (online) olarak yürütülmektedir, böylece Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden kolayca katılabilirsiniz.


İlk görüşmede ihtiyaçlarınızı, hedeflerinizi ve önceliklerinizi anlamaya odaklanıyorum.
Seanslar sırasında otizm ve DEHB özelliklerini nöro-onaylayıcı (neuroaffirming) bir yaklaşımla ele alıyor, bireysel farklılıkları dikkate alarak size özel yöntemler ve stratejiler geliştiriyoruz.


Seans süresi: 50 dakika
Seans ücreti: 100 Avustralya Doları (Güncel kur bilgisiyle Türk Lirası karşılığı seans öncesinde bildirilmektedir.)


Her seansın ardından, görüşmemizi özetleyen ve gelişiminizi destekleyecek öneriler içeren yazılı bir seans raporu da sunuyorum.


Amacım, süreci karşılıklı anlayış ve iş birliği içerisinde, sizin için anlamlı ve faydalı bir yolculuğa dönüştürmek.


 Evet, sadece kısa bir konuda danışmak isteyenler için 15 dakikalık bir telefon görüşmesi imkânı sunuyorum.


Bu görüşmenin ücreti 40 Avustralya Dolarıdır.
Kısa ve odaklı bir destek almak isterseniz, WhatsApp üzerinden benimle iletişime geçerek randevu talebinde bulunabilirsiniz.


Size en kısa sürede uygun bir zaman dilimi sunarak, sorularınıza hızlı ve net bir şekilde destek oluyorum. 


Psikolojik danışmanlık eğitimimi aldıktan sonra çevremde birçok kişinin ve çocuğun otizm veya DEHB tanısı aldığını fark ettim.


Bu durum beni daha derinlemesine okumalar ve araştırmalar yapmaya yönlendirdi.
Özellikle kadınlarda otizmin nasıl farklı göründüğünü anlatan kitapları okumaya başladığımda, kendimde pek çok benzerlik buldum.


Ancak bazı özellikler tam anlamıyla oturmuyordu. Ardından DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) ile ilgili kaynaklara yöneldiğimde, kendi deneyimlerimle birebir örtüşen birçok örnekle karşılaştım.


Tüm bu araştırmalar sonucunda, hem otizm hem de DEHB özelliklerine sahip olduğumu fark ettim — yani AuDHD olduğumu.


Bu süreci psikoloğumla da paylaştım ve ardından nöro-gelişimsel alanlarda uzmanlaşmış bir psikiyatristle görüştüm.


Böylece kendi farklılıklarımın doğru bir şekilde anlaşılması ve onaylanması uzmanlar tarafından da desteklenmiş oldu.


Bu farkındalık, hem kendimi daha iyi tanımamı sağladı hem de bugün danışanlarıma daha empatik ve derin bir anlayışla destek sunmamın temelini oluşturdu.


 Otizm, sosyal iletişimde, ilişki kurmada ve davranış kalıplarında farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir farklılıktır.
Belirtiler arasında göz teması kurmama, iletişim kurarken zorluk yaşama, tekrarlayıcı davranışlar, rutinlere aşırı bağlılık ve özel ilgi alanlarına yoğun ilgi olabilir. Her otistik bireyin özellikleri farklıdır.


 Otizm belirtileri genellikle 12. aydan itibaren gözlemlenebilir ve güvenilir bir tanı çoğu zaman 2 yaş civarında konabilir. Erken tanı, özellikle belirgin iletişim ve sosyal etkileşim farklılıkları olan çocuklarda daha kolay olur.


Ancak otizmin belirtileri her bireyde aynı şekilde ortaya çıkmadığı için, tanı yaşı da farklılık gösterebilir. Bazı bireylerde, özellikle hafif belirtileri olan veya maskelere başvuran kişilerde tanı ergenlik ya da yetişkinlik dönemine kadar gecikebilir.

Cinsiyetlere göre farklılıklar:


  • Erkek çocuklarda otizm belirtileri genellikle daha belirgin ve klasik kalıplarda görülür (örneğin, tekrarlayıcı davranışlar, sosyal iletişimde gözle görülür zorluklar). Bu nedenle erkek çocuklara otizm tanısı koymak genellikle daha erken olur.
     
  • Kız çocuklarında ise otizm belirtileri sıklıkla daha farklı, daha gizli veya sosyal olarak daha uyumlu şekilde ortaya çıkar. Kızlar, sosyal becerileri taklit etme (masking) konusunda erkeklere göre daha yetenekli olabilir, bu da otizm belirtilerinin gözden kaçmasına ve tanının daha geç konmasına neden olabilir.
     
  • Yetişkin erkeklerde, çocuklukta fark edilmemiş hafif belirtiler veya geç başlayan sosyal ve duygusal zorluklar sonucunda yetişkinlikte tanı alınabilir.
     
  • Yetişkin kadınlarda ise otizm tanısı almak daha da zor olabilir, çünkü kadınlar sıklıkla duygusal ifadeleri daha iyi taklit edebilir ve toplumun beklentilerine uyum sağlamak için daha fazla maskelerler. Bu durum, kadınlarda otizmin gözden kaçmasına veya yanlış başka teşhisler (örneğin anksiyete, depresyon) konmasına yol açabilir.
     


 Otizm ömür boyu devam eden bir nörolojik farklılıktır. Ancak erken müdahale ve doğru destekler, bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. 


 Otizmli çocuklar bireysel ihtiyaçlarına uygun şekilde hazırlanan özel eğitim programları, dil terapileri ve davranışsal desteklerle gelişimlerine destek alırlar. Genellikle ergoterapist, konuşma terapisti, ihtiyaç doğrultusunda fizyoterapist, gelişim psikoloğu gibi farklı uzmanlardan da yardım alınabilir.


Nöro-onaylayıcı yaklaşımda, amaç çocuğu "normalleştirmek" değil, çocuğun kendi doğasını, güçlü yönlerini ve ihtiyaçlarını onurlandırarak desteklemektir. Bu yaklaşım, otistik bireyin farklılığını değiştirmeye çalışmak yerine, onun dünyayı algılama ve deneyimleme biçimini anlamaya ve ona göre uygun çevresel düzenlemeler ve stratejiler geliştirmeye odaklanır.


Örneğin, bir konuşma terapisi sürecinde, çocuk konuşmaya zorlanmak yerine, alternatif iletişim yolları (örneğin işaret dili, resimli kartlar gibi) desteklenebilir. Ergoterapide ise çocuğun duyusal ihtiyaçları bastırılmadan, rahatlatıcı stratejilerle dengelenmeye çalışılır. 


 Konuşma gelişimi bireyden bireye değişir; bazıları zamanında konuşurken, bazıları geç konuşur veya sözlü iletişim yerine alternatif iletişim yolları kullanır. 


 Bazi uzmanlarin hafif otizm dediği,seviye 1 otizm olarak da gecen durumdaki bireyler, sosyal iletişimde ve esneklik becerilerinde zorluklarla kendini gösterir ancak birey günlük yaşamda daha az desteğe ihtiyaç duyar.  Bu konuda cok bilgili ve tercrubeli ve ne guncel bilgilere sahip bir uzmana bsvurmanizda fayda var.  Hatta birden fazla uzmana basvurmaniz ergoterapist ve konuşma trepisti ile de gorusmenizi tavsiye ederim.


 Otizmli bireyler ses, ışık, dokunma veya koku gibi duyusal uyaranlara karşı aşırı hassas (duyusal kaçınma) ya da tam tersine bu uyaranlara daha fazla ihtiyaç duyan (duyusal arayış) tepkiler gösterebilir.


Örneğin, bazı otizmli çocuklar yüksek seslerden rahatsız olup kulaklarını kapatırken (duyusal kaçınma), aynı çocuk farklı bir anda sert yüzeylere vurma, yüksek ses çıkarma gibi davranışlar sergileyerek (duyusal arayış) daha yoğun duyusal girdi arayabilir.

Yani bir çocuk aynı anda hem bazı duyusal uyaranlardan kaçınabilir hem de başka tür uyaranları arayabilir. 


 Son yıllarda otizm tanılarında önemli bir artış gözlemlenmektedir. Bu artışın nedeni otizmin kendisinin gerçek anlamda daha fazla görülmesinden ziyade, birkaç önemli faktöre bağlıdır:


  • Artan farkındalık: Hem ailelerin hem de sağlık profesyonellerinin otizm belirtileri konusunda daha bilinçli hale gelmesi, daha fazla bireyin erken yaşta değerlendirilmesine ve tanı almasına yol açmıştır.
     
  • Gelişmiş tarama ve değerlendirme yöntemleri: Erken çocukluk döneminde yapılan taramalar, gelişimsel kontroller ve özel testler sayesinde otizm belirtileri daha erken ve daha hassas şekilde tespit edilebilmektedir.
     
  • Tanı kriterlerinin genişlemesi: DSM-5 gibi güncellenen tanı kılavuzlarıyla otizm, artık daha geniş bir yelpazede değerlendirilmekte, "otizm spektrum bozukluğu" kavramı içine daha farklı belirtiler ve şiddet dereceleri de dahil edilmektedir.
     
  • Daha önce gözden kaçan grupların tanı alması: Özellikle hafif belirtileri olan bireyler, kız çocukları ve yetişkin kadınlar gibi geçmişte tanı alamayan gruplar artık daha sık teşhis edilmektedir.
     

Bu faktörler sayesinde, sadece çocuklarda değil, ergenlerde ve yetişkinlerde de otizm farkındalığı artmış, birçok birey yıllar sonra kendilerini anlamlandırabildikleri bir tanıya kavuşmuştur.


 Otizmin gelişiminde genetik faktörler büyük rol oynar. Birçok genin ve çevresel etkenlerin ortak etkili olduğu düşünülmektedir. 


 

Yetişkinlerde Otizm Belirtileri ve Tanı Zorlukları


  • Yetişkinlerde otizm, sosyal etkileşimde zorluk, rutinlere bağlılık ve özel ilgi alanlarına yoğunlaşma şeklinde kendini gösterir.
     
  • Birçok yetişkin, toplum beklentilerine uyum sağlamak için otistik özelliklerini gizler. Buna maskelenme denir. Özellikle kadınlar, sosyal uyum becerileriyle belirtileri daha çok saklayabilir.
     
  • Otizm ve DEHB sıklıkla birlikte görülür. Bu durum belirtileri karıştırır ve doğru tanı almayı zorlaştırır.
     
  • Kadınlarda otizm belirtileri farklı görünebilir: daha sosyal görünme, ilgi alanlarını toplumda kabul gören konulara yöneltme gibi. Bu yüzden sık sık yanlış tanılar (depresyon, anksiyete gibi) konulabilir.
     
  •  Türkiye’de hâlâ birçok uzman, yetişkinlerde otizm ve özellikle yüksek işlevli otizm konusunda güncel bilgilere yeterince sahip olmadığından, bireylerin doğru tanı alamadığı ya da yanlış tanı aldığı durumlar sıklıkla görülmektedir. 


 Kadınlarda otizm belirtileri genellikle şunları içerir:​


  • Sosyal Maskelenme (Camouflaging): Kadınlar, sosyal ortamlarda kabul görmek için otistik özelliklerini gizleyebilirler. Bu, yüz ifadelerini taklit etme, göz teması kurma veya sosyal senaryoları ezberleme gibi davranışları içerebilir. ​
     
  • Yoğun İlgi Alanları: Kadınlar, belirli konulara yoğun ilgi gösterebilirler. Bu ilgi alanları genellikle sosyal olarak kabul edilebilir konular olabilir, bu da otistik özelliklerin fark edilmesini zorlaştırabilir. ​
     
  • Duyusal Hassasiyetler: Işık, ses, dokunma veya koku gibi duyusal uyaranlara karşı aşırı hassasiyet gösterebilirler. Bu hassasiyetler, günlük yaşamda zorluklara yol açabilir.​
     
  • İçsel Zorluklar: Kadınlar, sosyal ilişkilerde zorluklar, anksiyete, depresyon ve düşük özsaygı gibi içsel sorunlar yaşayabilirler.


Asperger sendromu, artık Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) altında değerlendirilmekte olup, ayrı bir tanı olarak kullanılmamaktadır. 


 Otizmli çocuklarda tekrarlayıcı davranışlar ve yoğun ilgi alanları, genellikle dışarıdan “takıntı” olarak algılansa da, aslında bu davranışlar çocuğun dünyayı anlamlandırma, kaygılarını azaltma ve kendini güvende hissetme yollarıdır. Belirsizlikler ve ani değişiklikler otistik bireyler için stres kaynağı olabilir; bu nedenle aynı şeyleri tekrar etmek ya da belirli konulara yoğunlaşmak onlara bir tür kontrol ve öngörülebilirlik hissi verir. Ayrıca birçok otistik bireyde duyusal hassasiyetler bulunduğu için, sallanma, el çırpma gibi davranışlar duyusal düzenleme ve rahatlama aracı olarak kullanılabilir. Bu tekrarlayıcı davranışlar ve özel ilgi alanları, bireyin kendini ifade etmesine, rahatlamasına ve çevresel uyaranlara uyum sağlamasına yardımcı olan doğal bir başa çıkma mekanizmasıdır. Bu nedenle bu davranışları anlamak ve destekleyici bir yaklaşımla ele almak, çocuğun gelişimi açısından çok önemlidir. 


Copyright © 2025 Otizm ve DEHB - All Rights Reserved.

  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Otizm ve DEHB
  • Sıkca Sorulan Sorular

Powered by

This website uses cookies.

We use cookies to analyze website traffic and optimize your website experience. By accepting our use of cookies, your data will be aggregated with all other user data.

Accept